Fethiye, Muğla ilinin 13 ilçesinden birisi ve ilçenin yönetim merkezi olan şehir.
Kentin eski adı Meğri’dir. Bu ad, Grekçe’de “uzak diyar” anlamına gelen Makri’den gelir.
Özellikle turizm açısından gelişmiştir. Muğla’nın nüfus bakımından Bodrum’dan sonra 2. büyük ilçesidir.
Fethiye, Akdeniz Bölgesi’nin batısında, Muğla iline bağlı bir ilçedir. Yüzölçümü 3.059 km²’dir. Muğla ili de dahil en geniş yüzölçümüne sahiptir. Doğu ve Güneydoğu’su Antalya ili, güneyi, güneybatısı ve batısı Akdeniz, kuzeybatısı Dalaman ilçesi, kuzeyi Denizli ve Burdur illeriyle çevrilidir. Antik Telmessos kentini de içinde saklayan Fethiye ilçesi,Fethiye Körfezi’nin doğusunda, Fethiye ovası’nın güneybatısında yer alır. İzmir-Muğla üzerinden gelerek; Antalya’ya ulaşan kıyı yolu 1 km. doğusundan geçer. Bu yolla, il merkezi Muğla’ya uzaklığı yaklaşık 130 km’dir.
Bugünkü Fethiye kenti yakınlarındaki Belen’de, M.Ö. 3000’lerde kurulduğu sanılan antik Telmessos kenti, Likya’nin Karya sınırında yer alıyordu. Uzun bir süre Likya’ya karşı bağımsızlığını koruduktan sonra, M.Ö. 6. yüzyıl ortalarında Pers egemenliğine girdi. M.Ö.5. yüzyılda Delos Birliği’ne, M.Ö.362’de de Likya’ya katıldı. Ardından Likya’yı topraklarına katan Perslerin Karya Satrapı Mausolos’un eline geçti. M.Ö.333’te Anadolu’yu Persler’in istilasından kurtaran İskender’in egemenliğini Selevkoslar’ın yönetimi izledi. M.Ö.3. yüzyıl sonlarında Mısır’daki Lagos Hanedanı’na bağlandı. M.Ö.188’de Pergamon (Bergama) Krallığı’nın egemenliğine girdi. Pergamon Krallığı’nın M.Ö.133’te yıkılmasından sonra kısa bir süre bağımsız kaldı ve Rodos’la işbirliği yaparak Pontus Kralı Mithradates’e karşı koydu. Daha sonra Roma ve Bizans yönetiminde yaşadı. 8. yüzyılda Anastasiuopolis, 9. yüzyıldan sonra da anılmaya başlandı. 1284’te Menteşeoğulları’nın yönetimi altına girdi; 1424’te Osmanlı topraklarına katıldı. Zamanla Meğri’ye dönüşen adı, 1914’te uçağı düşen ilk hava şehitlerinden Fethi Bey’in anısına Fethiye olarak değiştirildi. 19. yüzyıl sonlarında Aydın vilayetinin Menteşe Sancağı’na bağlı bir kaza merkezi olan Fethiye, 11 Mayıs 1919 ile 20 Haziran 1920 tarihleri arasında İtalyan işgali altında kaldı.
Ölüdeniz gibi dünyada eşi bulunmayan bir kumsalı bulunan Fethiye, Türkiye’nin önemli turizm merkezlerinden biridir. Af Kule gibi dalış bakımından çok uygun yerlere sahiptir. Turizme açılmış birçok mağara mevcuttur. Doğal yapısı ile Yamaç paraşütü gibi alternatif sporlar yapılmaktadır. Kelebekler Vadisi ve Kabak Koyu gibi doğası bozulmamış çok özel bölgeler vardır. Günlük turlar ile 12 Adalar diye adlandırılan adalar ziyaret edilebilir. Ölüdeniz kumsalı 2006 yılında %82 oyla dünyanın en güzel kumsalı seçilmiştir.
Ölüdeniz dışında Fethiye civarındaki birbirinden güzel kumsalları: Belcekız (Belceğiz), Çalış Kumsalı, İztuzu Kumsalı (Dalyan)
Bu kadar alternatifin yanında antik çağlardan kalmış kent kalıntıları ile kültür turizmine de açıktır. Fethiye çevresindeki antik kentlerin bazıları şöyledir: Telmessos, Kaunos, Kadyanda, Tlos, Pınara, Letoon, Sidyma ve Ksantos. Bunların dışında zengin eserleriyle Fethiye Müzesi de turizme hizmet etmektedir.
Şövalye Adası: Tarihte Meğri adası, Fethiye Adası isimleriyle de anılan Şövalye Adası; Fethiye körfezini kapatan ince uzun, lades kemiği şeklinde bir adadır ve limanı korunaklı bir yer haline getirir. Bölgeyi çevreleyen adalar zincirinde üzerinde yerleşim yeri bulunan tek adadır. Şövalye adasının batısında Kızılada, doğusunda Çalış Kumsalı, güneyinde Fethiye, kuzeyinde açık deniz vardır. Limanın tam göbeğinde olan yerleşiminden dolayı gün boyu güneş ışığını takip eder.
Gezilecek Yerler
ÖLÜDENİZ
Öylesine güzellikler vardır ki soluk keser, sözcükler yetersiz kalır gözün gördüğünü anlatmaya. Çam ormanlarının arasından kıvrılarak giden 14km’lik yol boyunca yüksek dağların yeşilinin hiç bitmeyeceğine inandığınız bir anda, yüksekliğin inişe geçtiği dönemeçte karşınıza çıkıverir bütün görkemiyle, nerede kestiremediğiniz uçsuz bucaksız bir mavi dünya.
Turkuaz rengi denizi, upuzun kumsalı ile sanki Ölüdeniz’e kol kanat geren Belceğiz koyu karşılar sizi. Bu olağanüstü doğa harikası karşısında duyduğunuz heyecan, koyun devamında karşınıza çıkan muhteşem görüntü ile yerini tarifi imkansız bir hayranlığa bırakır. Yılın her mevsiminde yüzyılların büyüsünü bozmamak istercesine sakin ve dalgasız olan bu koya belki de bu yüzden ÖLÜDENİZ adı verilmiştir
SAKLIKENT
Fethiye-Antalya karayolundan biraz içeride, Akdağ’ın eteklerinde kayalar içerisinde yer alan Saklıkent, görmeniz gereken bir doğa harikasıdır.
Yüzyıllardır akan kar sularının açtığı derin ve uzun Kanyon’dan içeri girdiğinizde kayalardan adeta fışkırırcasına akan ve hemen bir nehire dönüşen sular arasında yiyebileceğiniz taze bir alabalığın tadını uzun bir süre unutamayacaksınız.
Fethiye’ye 50km uzaklıktaki Kayadibi köyü yakınlarındaki Saklıkent’e özel arabanızla veya günübirlik gezi turlarıyla gidebilirsiniz.
ÇALIŞ PLAJI
Fethiye’nin 4km kuzeyinde önemli bir tatil ve eğlence merkezidir.
Kilometrelerce uzanan kumsalı, pırıl pırıl denizi ve şairane gün batımıyla Çalış plajı anılarınıza ayrı bir güzellik katacaktır.
KAYAKÖY
Geçmişi M.Ö.3000’li yıllara uzanan Kayaköy’den günümüze M.Ö4.yy’a ait lahit ve kaya mezarları ulaşabilmiştir. Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde tekrar iskan edilen kentte Rumların , Batı Trakya Türkleri ile mübadele edilmesi sonucu boşalan yapıların ahşap bölümleri ve üst örtüleri doğal etkenlerle tahrip olduğunudan bir hayalet şehir görünümünü almıştır.
Terk edilen kentte herbiri 50m2 den büyük olmayan ve manzara ve ışık açısından birbirinin önünü kapatmayan, alt katları kiler olarak kullanılan, ikişer katlı, girişte çatıdaki yağmur sularının toplandığı zemin altı sarnıçlarının olduğu 350-400 konut bulunmaktadır.Konutların arasına serpiştirilmiş çok sayıda şapel, iki büyük kilise, bir okul binası ve bir gümrük binası ile görülmeye değer bir yerdir.
PATARA
Antalya’dan Fethiye’ye doğru giderken, Kalkan’ı geçtikten 11 kilometre sonra, Patara sapağı ile karşılaşıyorsunuz. Bu yoldan 6 kilometre içeri girerek asfalt yolu takip ettiğinizde, sağlı sollu pansiyonların yer aldığı yerleşim alanı içine giriyorsunuz. En önemli özelliği, plansız bir gelişme gösterdiği için, antik kent kalıntılarının içinde kalmış olması.
Patara’nın kumu, tıpkı Datça’daki Gebekumu’nda olduğu gibi, aynı yüzyılda oluşmuş. Temiz denizlerde yaşayan ve taş yiyip taş üreten bir çeşit mikroorganizmanın ürünü. Bu kumun rüzgarla taşınmasını önlemek için, bölgeye yegane uyum sağlayan akasya.
12 ADALAR
Şövalye Adasından başlayarak Fethiye Körfezi’nin batı ve kuzey batısnda yer alan bu adalar yumağını Fethiye Limanından hergün düzenlenen günübirlik bir mavi yolculukla gezebilirsiniz.
Kızılada, Delikli Ada, Yassıcalar, Tersane Adası, Domuz Adası ve Göbün Koyu görülecek yerlerden birkaçıdır.
Adaları gezerken, Hamam Koyu’nda bir Bizans manastırı olan, bugün deniz altında kalmış kalıntılar arasında serinlemek, Yavansu’da kısa bir yürüyüşten sonra tepedeki antik kent Lydas’ı dolaşmak, Tersane ve Göbün adalarında kendinize balık ziyafeti çekmek bu mavi yolculukla yaşayacağınız serüvenlerden bir kaç tanesidir.
DALYAN
Köyceğiz Gölü ile Akdeniz’i birleştiren ana kanal üzerinde bulunan Dalyan, tam bir doğa harikası. 5 bin yıllık tarihine rağmen, bozulmamış olarak sizi bekliyor.
Pek çok ünlü turizm merkezine yakın olmasına rağmen, Dalyan’ın nasıl bozulmadan bugünlere gelebildiğini merak edebilirsiniz. Bunun nedeni, ana yoldan 12 kilometre içeride bulunması. Bu yüzden “Gizli Cennet” olarak günümüze kadar doğal haliyle kalmayı başardı.
Dalyan, Muğla’nın Ortaca ilçesine bağlı bir belde. Nüfusu 5 bin dolayında. Çok sayıda yabancı uyruklu da burada yaşıyor.